Uzun Anlamlı Sözler
En anlamlı sözler uzun ve sevgiliye uzun anlamlı sözler devam ediyor…
Uzun Anlamlı Sözler
Bana karşı anlayışını hiç kaybetmeyen, beni severken degiştirmeye çalışmayan, bir kusurum olduğunda iğnelemek yerine bana anlatmaya çalışan ve nezaketini hiç yitirmeyen insana saygım sonsuz.
Yastık değil, kafa rahat olacak. Döşek değil, vicdan rahat olacak. Ve insan; Yorgana değil huzura sarılıp uyuyacak.
Karşılaştığın insanlara karşı açık sözlü olmayı tercih et hep. Bu şekilde davrandığında, yeni tanıştığın insanların bir kısmı uzaklaşma eğilimi gösterir. Bu hepsinden iyidir, arkadaşlık kurup sonradan gideceğine, hiç zaman kaybetmeden gitmesi bir avantajdır.
İzahı yok, acıklaması yok, beklentim yok, inancım yok, iyi kalan hicbir şey yok, caba yok, telafisi yok, elimde kalan hicbir şey yok ve ben çok yorgunum. Dümdüz yoruldum.
En umutsuz oldugun yerdesin. kafanı bir yerlere dayamış bir şeyleri dinliyorsun. kendinden başka her şeyi dinliyorsun. herkesi de dinledin. tekrar şaşırdın, tekrar agladın, tekrar yenildin. gecer dediler gecmedi. gecer dedin, biliyorum dedin. yine de gecmedi. yemedin, yedin, sigara ictin, çok sigara ictin ama unutamadın. yalnız kaldın, kalabalıkla taştın, çok konuştun, çok sustun. çok gezdin, çok uyudun, hic uyumadın, sadece pencereden baktın. oyalandın, umutlandın, birazcık bayatladı numaraların. az okudun, sonra çok okudun. çok yazdın, çok fazla yazdın. hem ona, hem kendine, hem insanlara yazdın. insanlara anlattın, insanları dinlettin, onları susturdun. sonra dinlemediler, onlara kızdın. agladın, yalnız kaldın, dövündün. bagırdın, kavga ettin, durmadın, yılmadın. en yakınını, en uzagını, en tehlikeli oldugunu, en tehlikeli buldugunu sectin. umutlandın, umutsuzluga kapıldın. “beni yalnız bırakır mısınız?” da dedin, “müsaitsen arayabilir miyim?” de. gecti sandın gecmedi. aglamadıgını sandın ama gözlerin doldu. özlemedigini sandın ama icinde acıyan bir şeyler vardı. anlamlandıramadın, anlamlandırdın ama konduramadın, kondurdun ama yakıştıramadın kendine. unuttum dedin unutamadın. unuttum dedin, yalanladın. unuttum deyince hatırladın. hatırladıkca kanattın kendini. anılara sıgındın, milyonlarca kez hatırladın, sonsuz kere agladın. anıları sevdin, anıları kokladın, onları öptün. kokuları unuttun, sesleri unuttun, fotograflardan yoruldun. cok dinledin, dinlediklerine agladın, agladıklarına kızdın. kızınca bagırdın, bagırırken sesini begenmediginden midir nedir, konuşmak istemedin sonra. baktın, umutlandın, dayanamadın ama eve gidince yine agladın. ögrendin, gördün, gecirdin, kacırdın, kacındın, tekrardan yapmadın. tekrardan kanmadın. tekrardan kanamadın, hala dirisin. dinlemedin, okumadın, izlemedin. fotografları sevmedin, anıları unuttun. anıları unutunca korktun. hatırlayamadıgın şeyleri özledin. kokuları, sesleri, mimikleri, jestleri, ellerini unuttun. kirpiklerini ve göz kapaklarını akıttın önce. sacları silindi. sözleri gitti. elleri yok. soyutladın, soyutlandın, soyutlattın kendini. gecti mi? gecmedi. gecer dediler, onlarınki gecmiş, hepsi gecer. tarihleri unuttun, saatlerden bihabersin, şarkıların yok oldu. omuzlar yok. hava sisliydi, o yoktu. varmış gibi yaptı. sonra şarkılar geri geldi, sözleri hic yoktu. müzige küstün, edebiyata küstün. cok ayıp ettin. birisi gelsin de sana sevdirsin diye bekliyorsun. cok beklersin
Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güc ister, yürek ister, körlük ister… Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki, uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.
Ancak bir özveriyi gerektiren sevgiye inan; bunun dışında her şey, coğu zaman, boş sözlerden başka bir şey değildir.
Hayatta yaptığınız işi severek, keyifli bir şekilde yapın. Okul okurken, geleceğinizi bu doğrultuda şekillendirin. İleride hiç sevmediğiniz bir meslekte onlarca yıl geçirebilirsiniz. Bu hayatı size zindan eder. Sevdiğiniz mesleği yapmaya giderken, ayaklarınız geri geri gitmez. Yaptığınız iş sizin hayatın içinde kalmanızı sağlar.
O kadar cok vurup düşürmek istemişler ki seni, yumruklarını hep sıkar olmuşsun. Bırak artık yumruklarını sıkmayı. Gel, avuçlarını öpeceğim. O güzel ellerini, seveceğim.
‘Neyin var?’ diye sorduklarında neyden başlayacağımı bilmiyorum, o yüzden ‘hiç bir şey’ demek daha kolayıma geliyor. Koskoca sancıyı bir hiç bir şeye sığdırıyorum.
“Tüm” hatalarını kabullenip pişman olana karşı her zaman merhametli oldum, tek sözle yumuşadı kalbim. Ama hayatımı mahvedip “ne yaptım ki” diyebilen kimsenin merhamet görmeye hakkı yok. Tekrar tekrar bu insanlara yenilmeye de benim yüreğim yok.
Kalın bacakların oldugu halde etek , şişman olduğun halde tayt giyebilirsin. Yamuk dişlerin olabilir, ama hiç kimse kahkaha atma hakkını elinden alamaz. Cillerin çıkabilir ama yine de güneşe bak. Cildinin ne kadar lekeli, boyunun ne kadar kısa, sacının ne kadar kabarık veya seyrek olduğu sadece seni ilgilendir çünkü çirkin olduğunu düşündüğün yüzünle bile, çirkin kalpli birinden güzelsin. Ve unutma sen inanmadığın sürece asla yeterince güzel olamazsın.
Bence, hayattaki en büyük şans yüreği güzel bi kadına rastlamak, en güzel hediye de yüreği güzel bir kadının sevdiği adam olmak.
Güven o kadar mühim bir meseledir ki, bir kez kaybedildiği vakit, yerine gelmesi hem çok zor hem de eskiden olduğu gibi olmamaktadır. Bir insanın güveninizi kazanması oldukça uzun zaman alırken, bu güveni yerinden oynatmak ise çok kısa sürer.
Telefon numaramı degiştirdim, telefonumda olan bütün hüzünlü şarkıları sildim, yeni oyunlar indirdim, komik fimler izlemeye başladım, dışarı cıkmamaya başladım, cafelere gitmek yerine arkadaşlarıma gitmeye başladım, degişmek icin piercing yaptırdım, sacımı boyattım, tarzımı degiştirdim, görmemek icin facebook kullanmamaya başladım, asla ama asla yalnız kalmamaya calıştım, düşünmemeye calıştım, sacımı kazıttım, güldüm sürekli, fotografları sildim, artık snaplere bakmamaya başladım, uyurken artık hayal kurmamaya calıştım, hic makyaj yapmazken arada bir makyaj yapmaya başladım, geceleri gec saate kalmadım aklıma gelmesin diye. Ama bunların hicbiri icimi degiştirmedi. Kalbinden silemedikten sonra insan unutamaz. Ne kadar degişirseniz degişin, kalbiniz degişmiyorsa gecmiş olsun.
Dün akşam, cok iyi anladım. Anlamı olmayan şeylerde anlam aramaya kalkmanın zamanımı boşa harcamak olacagını. Bilgece bir sonuc. ’ Haddinden uzun düşünmek, hic düşünmemiş olmaktan farksızdır’ derler.
Kimseye umut baglamıyorum, kimsenin kalbine dokunma gibi bir telaşım da yok.Kendi yagımda kavrulup kendi kabıma dökülme derdindeyim.Zamanında derdine bulandıgımın şimdi rüzgarına bile degmeden kendi degirmenimde ögütüyorum her şeyi.Ben secmedim bunu belki ama pişman da degilim.
İnsanın en kötü huyu, yanıldığını kabullenmemesidir. Bu bazen yaralar, bazen ağlatır, bazen de pişirir. Kontrol etmen lazım kendini bakalım yanılmışsınız, bakalım ne kadar yanmış ne kadar ağlamışsın. Dönüp kendi içine bakmalısın ki insan olmaktan geri kalmayasın
Zorluklar bize, onlarla savaşmayı öğretir. Bu öğretirken olgunlaşma sürecine gireriz. Daha az kırılır, daha az insanlara kanarız. Ama bu defa da bir kez sarsıldığınızda, toparlanmanız gençken olan enerjiniz olmadığı için daha zor olacaktır.
Aynı şarkılarda agladık, aynı gecelerde sabahladık, Aynı duraklarda bekledik, aynı yagmurlarda ıslandık, aynı günlere uyandık, aynı otobüslere bindik. Aynı yollardan gectik, aynı filmleri izledik.. Aynı günlerde aramadık birbirimizi, telefonun ucunda, köşe başında, durakta.. Biz aynı şeyleri yaşadık, aynı şeyleri unutamadık.. Vesaire, vesaire, vesaire.. Biz bir dönem birlikte yaptıgımız şeyleri ayrı ayrı yapmaya devam ettik, kısaca yaşamaya.. Yaşama yapışamamaya.. Bir süre sonra birlikte yapmayı hayal ettigimiz, ama sadece hayal ettigimiz her şeyi, yine aynı zamanlarda ayrı ayrı yaptık. Ben inat dedim. Sen gurur yaptın. Aşk’ın adı kaldı yalnızca, asılı, havada..
Bir kac gün önce 11 yaşındaki yeğenim yanıma gelip “Dayı aşık oldugunu nasıl anlarsın?” diye sordu. Telefonumu elime alıp, nasıl anlatırım diye düşünerek resmine bakmaya başladım. Bir kac saniye sonra, yigenim omzuma dokundu ve; “Dayı, ben anladım, sağol” deyip gitti. Keşke sende anlasan.
Herkes aynı anda geceyi yaşar ama herkesin karanlıgı farklıdır.
Dogru zamanda gelen yanlış insana tanıdıgın şansı, yanlış zamanda gelen dogru insana tanımadıgın sürece, üzülen hep sen olursun.
Günler gecsin sen gecme. mevsimler degişsin sen degişme. onlar gitsin sen kal. herkes yara acsın sen sar,acma. sen benimle kal. hep.
Gitmek isteyene kapıyı sonuna kadar acın, sevmeyi bilmeyene deger vermeyin, anlamamaya meyilli olana dil dökmeyin. Bazı şeylerin özlemi onun gecici oldugunu gösterir mesela. Bırakın herkes kendi yerini zamanla belli etsin.
Bir kadına âşık olmanız icin sırf güzel olması gerekmez ki. Sokak köpeginin başını okşayan bi kadına da âşık olabilirsiniz. Cay icerken o serce parmagını kaldırana da. Hatta bir kadının sessizligine bile âşık olabilirsiniz. Nasıl baktıgınız önemli.
Bir şeyi istemiyorsanız ‘istemiyorum’ deyin. Bakın sadece 11 harf. Belirsizliklerle karşınızdakini boşuna oyalamayın.
Birini özlüyor olmanız, ona dönmeniz gerektigini göstermez. Bazen özlemeniz gerekir, bir sabah uyanıp artık özlemediginizi farkedene kadar.
İnsanların seni en cok sevdigi zaman onların işine en cok yaradıgın zamandır.
Uzun Anlamlı Mesajlar
Elinden geldigince tüm sevgisiyle ve cabasıyla orada olan, iyi kötü her anınızda size elini uzatan insana büyük ayıplar edişinizle, kırmaktan bile korkmayışınızla ben zaten baş edemezdim.
Keşke tüm kırgınlıkları yaşamasaydım, keşke tüm savaşları vermeseydim. Geriye yanılmayacagıma, kaybetmeyecegime dair biraz umut kalsaydı. Öyle bir raddeye geldim ki saglam durmasam da öyleymişim gibi yapmak zorunda kaldım. Şimdi ise bir kalbimin oldugundan şüphe ediyorum.
Yeni yollar denemeli insan, yüregini ferahlatacak. Yeni insanlarla tanışmalı,hayatına anlam katacak. Bir gün yaparım deyip erteledigi ne varsa hemen şimdi yapmalı.Hayatına aldıgı her kişiden bir şeyler ögrenmeli, yaşamına bir şey kattıgını düşünmeli.Her olaydan bir ders cıkarmalı.Yaşıyorsa eger hakkını vererek yaşamalı. Hem yaşamı hic son bulmayacakmış gibi mutlulukla,hem de her an son bulacakmış gibi mühim bir şekilde. Aşkla,sevgiyle,minnetle…
Bıraktıgın yerdeyim ama bıraktıgın gibi degilim Cok degiştim Ve ögrendim; İnsanın toplanması icin dagılması gerekiyormuş. Dagıttıgın icin teşekkür ederim.
Biz yalnız insanlarız.Başkalarının sahte dostluklarına, cıkar arkadaşlıklarına ihtiyacımız yok. Varsın bir ben bileyim derdimi. Varsın icimdeki birikip canımı yaksın,dolup taşayım . Bir başkası yalandan “üzüldüm” deyip canımı sıkmasın yeter.
Tek bir kelimeden binlerce anlam cıkardıgım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldigim günlerde. İnsanlara inanmaya calışmaktan yoruldum. Hayatıma giren her yeni insan, yeni bir yük benim icin.
Hatrı var diye dönüp gidemedigin insanların, artık sadece kötü izler bıraktıgını ve yaşanmışlıga kimsenin senin kadar deger verip saygı duymadıgını fark ettiginde, hicbir şeyi bu anıdır deyip kendi icinde farklı bir yere koyamıyorsun.
Hic bir gayrete gerek yok aslında. Vakti geldiginde hayat size eninde sonunda mesafeli olmayı, söylenecekleri yutmayı, hissettiginizin dışında davranmayı ögretiyor.
İnsanlar hayatı daha uzun yaşamayı hedefler. Bilim adamları bu konular üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapmaktadır. Aslında ne kadar uzun bir yaşam sürdüğümüz çok anlamlı değildir. Acı içinde geçirilecek bir ömürden ziyade, kısa ama güzel bir yaşam ondan çok daha anlamlıdır.
Hayat üc bölümdür: dünyayı degiştirecegini sandıgın, degişmeyecegini anladıgın ve dünyanın seni degiştirdigine emin oldugun.
Ne konuşarak, ne de susarak. Bazı gercekleri sadece noktayı koyarak anlatabilirsin. Cünkü bazı insanlar, ne demek istedigini ve neyi kaybettigini ancak yoklugunda anlar.
Biraz daha güzel olmayı denemeli insan. Biraz daha nazik olmayı, kırılmamayı degil de, kırmamayı ögrenmeli. Sevilmekten öte, güzel sevmeyi bilmeli. İncelikler yapmalı, hoş görmeye calışmalı. Güzel olduguna inandıgında, o vakit güzellikler gelecektir. Sabır da bir duadır.
Geçen gün ilk kez yolumun üstündeki çöp toplayan adam ile konuştum. Adamlığım arttı, insan olduğumu fark ettim. Neden mi, çünkü o adam benimle konuştu, benim gibi dünya telaşesine kapılıp insanlığını yitiren birine selam verdi o koca yürekli adam. Utandım, ama adam olduğumu fark ettim. Teşekkürler elleri kirli ama yüreği en pak olan insan.
Tıpkı “Dört Mevsim ” gibidir insan.
Gülerken ” yaza”
Sevinirken ” İlkbahara”
Soğurken ” Kışa”
Hayalleri yıkılırken… “Sonbahara” benzer.
Dupduru sevmenin kölesiyim; karşılıklı güven, sacma sapan kıskanclık ve ayrılıklar yok, oturup günün nasıl gectiğini konuşmak, beraber güzel yerleri ziyaret etmek. O kadar muazzam ki. Cok sevmeler bunun yanında halt etmiş.
Denize karşı bir bankta, Omzuna başımı yaslayıp, Sesinden şiirler dinlemek gibi Cocukca isteklerim oldu. Bağışla..
Biz eski zaman cocuklarıyız… Varlıgı da, yoklugu da biliriz, Cefayı sonuna kadar ceker, Vefayı fazlasıyla öderiz.. Büyük şeylerde gözümüz olmaz, Kücücük mutlulukları yegleriz… Nerden geldigimizi unutmaz, Geldigimiz yeri hazmederiz.. Yüreğimizle yaşar, Sevdiklerimizi dünya malına degişmeyiz… Büyürken, kücülmeyi biliriz biz… Düşerken dik durmayı, Yeri geldiginde susmayı, Özümüzü korumayı, Biliriz biz…
Ben birini safca sevmelerin, birinin yorgunluklarına care olmak istemelerin, şefkatli bakışların değerinin bilinmediği gercegiyle ilk kez yüzleşmiyorum. Bildiklerimden kacmak istemiştim, izin verilmedi. Bildiklerimi aklıma kazımaktan yoruldum, insanlardan yoruldum.
Sürekli haklı oldugunu düşünen insanlara tahammül seviyem yok. Haklılık, nankörlügü beraberinde getiriyor. Nankörlük, bencilligi doguruyor. Yani demem o ki, haklı olun. Ama her zaman haklıyım diye iddianız olmasın. Haksız olmak sizi kücük düşürmez bazı şeyleri ögretir, ögrenin.
Aceleye gerek yok, bir şeyin olacagı varsa o şey olur. Hem de dogru zamanda, dogru sebeple, dogru kişiyle.
Etkileyici Uzun Anlamlı Sözler
İnsanlar bendeki bu dengesizligi cok dert ederlerdi. Sacımın biri uzun biri kısa cok mu, tırnaklarımdan bazıları şekilli uzun bazıları kücücük ve şekilsiz cok mu soruyorum bu hayatta bu kadar eşitsizlik bu kadar adaletsizlik varken bu kücük ayrıntılar fazla mı batıyor gözlerinize?
Herkesin bendeki degeri, kendi verdigi kadardır. Kimi aklıma geldiginde tebessüm olur, dua ederim. Kimi canımı sıkar, Allah’a havale ederim.
O fotografı bir daha acmam,o şarkıyı bir daha dinlemem,o masaya bir daha oturmam,o sokaktan bir daha gecmem. Bilsem ki ölüyorum dermanım sende,yine de istemem.
İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. cok uzaklaşma donarsın cok yaklaşma yanarsın.
Benim dünyaya dair 5 kuruş servetim yok. Tek servetim düşmeden elimden tutan dostlarım. Elimden tutan, beni kaldıran, yaralarımı saran, gerektiğinde sırtımı dahi sıvazlayan dostlarım. İşte bu kadar adam benim dostlarım.
Etkileyici uzun anlamlı mesajlar ile devam ediyoruz.
Sen hayatıma bırakılmış en büyük izin sahibisin. Gönlümün beyaz sayfalarını kendi sevginle doldurduğunu sanıyordum ama aksine, sen karalamaktan, gönlümü israf etmekten başka bir şey yapmamışsın.
Bazı insanlar hayatı yaşarken aslında yaşamaktan ziyade hayatı kaçırmakla meşguldürler. İşte bu insanlar hayattan zevk almadıkları gibi, hayatlarını kendileri şekillendiren insanlar karşı da sert tavılar ile yaklaşmaktadırlar. Bunun en büyük sebebi ise insan olma bilincinin kaybedilmesidir. Sen sen ol, hayatını yaşarken, hayatının ellerinden alınmasına izin verme, insanlığını yitirme.
Sevdiginiz insanı kırarsanız, bir zaman sonra onu bulamazsınız. O her şeyini bildiğiniz bir yabancı haline gelir. Cünkü kırgınlık insanı degişmek zorunda bırakır.
Tahammül sınırım coktan aşıldığından beri insanlarla daha az görüşmeye, hislerimi acmamaya ve tuğla tuğla duvar örmeye başladım. Beni sıkıntıya sokacak insanları ve durumları elimin tersiyle ittim, pişman değilim.
Sıfırdan başlamak dediklerini anlamam oldukca uzun sürdü. Sıfır derken dibi mi kastettiler ? Ya da yeniden başlamaktan bahsettikleri yeni bir sayfa mı acmak ? Şimdi sen geldin ya ben komple hayatımı değiştiriyorum.
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma! Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma! Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genc adam kadınlar vazgectikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında.. Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni, Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır. Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güclüysen o kadar güclü hisseder kendini onu yanıltma. İlk darbede yere cakılma oglum, İlk imtihanda sınıfta kalma! Ve asla, Ama asla! Araya umutsuzluğu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu.. Kesildiği an, vazgecer kadın. Sevmekten, Beklemekten, Özlemekten, Hatta dua etmekten… Can havliyle, kacar. Yakalayamazsın. Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip cıkamadığın kadına hesap da soramazsın. Kadınları bomba gibi düşün genc adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Sevdiğiniz insanların değerleri, yanınızda oldukları zamanlarda değil, yanınızda olmadıkları zamanlarda da size iyi geldikleri anda anlaşılır. Bu yüzden ki insanın dostu her zaman karşısında olan değil, bütün anlarında yüreğinde hissettiğidir.
Benim gönlümde ülken varken, onun gönlünde kücük kent kasabası olmaktan ileri gidemeyeceksin, biliyorsun.