Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid En Güzel Sözleri
2. Abdülhamid Sözleri içeriğimizde bulunan sözleri sizler için çeşitli kaynaklardan derledik. En altta bulunan yorum satırına siz de söz önerilerinizi lütfen yazınız.
1. Theodore Herzl’e Filistin Cevabı
Yahudilerin önderi Theodore Herzl, Filistin’in kendilerine satılması halinde Osmanlı’nın borçlarının kapatılacağını söylemiştir. II. Abdülhamid
kendisine: “Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata
verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” demiştir.
Padişah, İttihatçılar için şöyle diyordu: “Devleti on sene idare edebilirlerse ‘bir asır idare edebildik’ diye sevinsinler
Memleket elden gittikten sonra hayatımın ne kıymeti var!
7. Abdestsiz Devlet İşi Olur mu?
Mabeyn Başkatibi Esad Bey’in aktardığına göre, önemli bir evrakın imzası için geceleyin Sultan II. Abdülhamid’in kapısını çaldığında, II.
Abdülhamid ona ”Kusura bakmayın beklettim, geleceğinizi biliyordum kapıyı çaldığınızda ben çoktan uyanmıştım. Kapıyı açamadım çünkü abdest
alıyordum, ben bugüne kadar devletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.” demiştir.
9. İstanbul’u Terk Etmeyin!
Çanakkale Savaşı sırasında her ihtimale karşı saltanatı Eskişehir’e taşımaya hazırlanan ve II. Abdülhamid’i de yanında götürmek isteyen Sultan V.
Mehmed Reşad’a, : “Ceddim Fatih Hazretleri İstanbul’u alırken, son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz,
Bizans imparatorları kadar da mı olamıyoruz ki, şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul’u terk ederse bir daha oraya dönemez.
Muhterem biraderime söyleyin; İstanbul’dan bir adım bile dışarı atmam” demiştir.
Allah bu hallere sebeb olanları kahhâr ismiyle kahretsin. Şimdi devlet ne hale geldi
Osmanlı Devleti’ni parçalamak için birleşen devletler yalnız İngiltere, Fransa ve Rusya’dan ibaret olmayıp, bunların yanında gizli olarak Amerika, Brezilya, bir iki küçük kraliyetin yanında bilhassa İslâm kardeşliği iddiasında bulunan İran Devleti dahi aleyhimize ittifak etmişlerdi.
Büyük devletler arasındaki rekabetin eninde sonunda onları çatışmaya götüreceği gözler önündeydi. Öyleyse Osmanlı Devleti de böyle bir çatışmaya kadar parçalanma tehlikelerinden uzak yaşamalı ve çatışma günü ağırlığını ortaya koymalıydı. İşte benim 33 yıl süren siyasetimin sırrı…
Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor!
Hiçbir fâni ihtirasım yoktur. Şu son günlerimde tek gayem, vatanı selâmet ve huzur içinde görmektir. Tecrübe, devlet hayatında büyük mazhariyettir. Ben hizmet arz etmezsem Allah ve tarih huzurunda mesul ve menfur (nefret edilen) olurum. Vebal, mani olanın olsun…
5. Gafil Değilim
II. Abdülhamid: “Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.” demiştir.
Ben de bir silah alır, askerle beraber müdafaada bulunurum; ölürsem şehid olurum, ben zaten ölmüş bir adamım…
Millet birbirini kırıp geçireceğine bırakın beni öldürsün.
6. Savaş Hakkında Söyledikleri
Her zaman barışçıl bir politika izlemiş olan II. Abdülhamid, savaş hakkında şu sözleri söyler: “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin
topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.”
8. Tahttan İndirilirken Söyledikleri
II. Abdülhamid Han tahttan indirilirken şu sözleri söylemiştir: “33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden
geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç
kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf
çekmek istediler ve muvaffak oldular.”

Ben Bizans İmparatoru Konstantin’den daha az haysiyetli değilim. Biraderim hazretlerine (V. Mehmet Reşat) bağlılığımı arzediniz. İstanbul’dan çıkmam! Kendisinin de çıkmamasını atalarımızın şerefi adına istirham ederim!
Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder.
Filistin’in kendilerine satılması karşılığında Osmanlı’nın bütün borçlarını tasfiye etmeyi taahhüt eden Yahudilerin önderi Theodore Herzl’a.
Çanakkale Savaşı sırasında her ihtimale karşı saltanatı Eskişehir’e taşımaya hazırlanan ve Abdülhamit’i İstanbul’da bırakmayıp yanında götürmek isteyen Sultan V. Mehmet Reşat’a, Başmabeyinci Tevfik Paşa aracılığıyla gönderdiği cevap.
2. Emanuel Karasu’ya Filistin Cevabı
Selanik Yahudilerinden olan milletvekili Emanuel Karasu, Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna çıkarak, Filistin’de Yahudiler için toprak satın almak
istemiştir. Ama daha sözünü bitiremeden “Defol, ey sefil” cevabını almıştır.
10. Hakkımı Helal Etmiyorum!
Sultan II. Abdülhamid bir duasında : “Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim
için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde
parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal
etmem…” demiştir.
“Milletin vekilleri, memleket menfaatlerinin hizmetçileri olması lâzım gelirken mebuslar paraya olan aç gözlülüklerinden birtakım nüfuzlu kişilerin ağına düşmüşlerdi. Hristiyan mebusların her biri ise, kendi milletinin emel ve maksatlarını yürürlüğe koymaya pek çok çalışıyorlardı. Ermeniler, Ermenistan hakkında nutuklar çekiyorlardı. Rumlar, Tırhala ve diğer yerler hakkında isteklerini yaptırmaya girişerek meclis içinde ve vekiller üzerinde baskı kurmaya cesaret etmişlerdi.
3. İttihatçılar ile İlgili Sözü
Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından Albay Hüsamettin Ertürk’ün “İki Devrin Perde Arkası” (1964) adlı hatıralarında II. Abdülhamid’in 1909
yılında Selanik sürgünündeyken Debreli Zünnün adlı bir dostuna şöyle dediğini aktarmaktadır: “Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık
gayretiyle hem Rusya, hem de İngiltere ile bir savaşa girerlerse Allah göstermesin Osmanlı’nın parçalandığına şahit olacağız. İnşaallah böyle bir
güç gösterisine girmezler.” Ne yazık ki Sultan II. Abdülhamid endişesinde haklı çıkmış ve imparatorluk birkaç yıl içerisinde dağılmıştır.
Sultan II. Abdulhamitten Muhteşem Sözler:
Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.
Düşmanın kurtuluş reçetesi öldürmek içindir. Esaretin bir çeşidi de borçlandırmadır.
4. Dünya Savaşı ile İlgili Sözü
II.Abdülhamid I. Dünya Savaşı ile ilgili şu sözleri söylemiştir: “Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü,
şimdi ben tahtta değilim.”
Saray ve dairelerdeki masrafları iyice tetkik ediniz. Katiyen israfa varan harcamalara müsaade etmeyiniz. Vazifesinde ihmal gösteren memurlara da müsamaha göstermeyiniz.
Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.
İcabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı vermeye hazırım.
Bizi yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır.
Ha kendi evlatlarım, ha millet farkı yoktur.
Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
33 sene devletim ve milletim için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah, bunu muhakeme edecek ise Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl bulduysam öyle teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Allah’ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara çarşaf örmek istediler ve muvaffak da oldular.